Can Endişesi

Bölüm 1

Bu sayfaları yazmak istedik, çünkü amacımız, ruhsal ölümün cansızlığından uyandırılmış olan ve en büyük istekleri Tanrı ile nasıl huzur elde etmek istediklerini bilmeyi arzu eden kişilerin ihtiyaçlarını karşılamak idi. Bu durumda olan pek çok kişi vardır ve özellikle şimdi, yani, Tanrı lütfunun müjdesi her tarafta yaygın bir şekilde duyurulur iken, bu amacımız önem taşımaktadır. Yalnızca, “Kurtulmak için ne yapmamız gerekir?” diye haykırmak zorunda kalan kişiler yoktur, aynı zamanda dışarıdan sakin ve dengeli görünen bir tutum ile canlarındaki ciddi sıkıntıyı gizlemek isteyen pek çok başka kişi de mevcuttur. Duyguların derinliği ve yoğunluğu, farklı kişilerde ve farklı koşullar altında değişkenlik gösterir. Bazı kişiler sadece endişe eder ve başka bir şey yapmazlar; bazı kişiler ise, zihin ve yüreklerinde gerçek ve ağır bir sıkıntı yaşarlar. Diğer bazı durumlarda ise, can, olumlu anlamda acı çeker. Ama duygunun derinliği ne olur ise olsun – daha az ya da daha çok – eğer Tanrıdan uzak ya da Tanrının önünde suçlu hissediliyor ise; eğer günah nedeni ile duyulan bir üzüntü var ise, eğer Tanrı tarafından affedilme ve O’nunla barışma konusunda küçük de olsa bir istek var ise; başka bir deyiş ile, eğer Tanrının önünde öz-yargı yerinde bir boyun eğiş mevcut ise, işte o zaman sözünü ettiğimiz gerçek ruhsal endişe mevcuttur. Çünkü bu tür bir zihin durumunu ancak Tanrının Ruhu meydana getirebilir.

Canı şu ya da bu şekilde bu konuma getirebilecek olan ancak Tanrı sözüdür. Bu durum her zaman göz ile görünen bir şekilde gelişmeyebilir, çünkü bazen bir ilahi, bazen sorulan basit bir soru, bazen bir müjde vaazindeki çekicilik, bazen bir dua, ikna edici ok olarak kullanılabilir; ama bu durumların hepsinde etkili olacak olan tek şey, Kutsal Ruhun kaygısız ve aldırmaz canı uyandırmak için bu çeşitli şekillere bürünerek kullanmış olduğu, Tanrı sözüdür.  Bildiğimiz kadarı ile O’nun kendi sözü, Tanrının bu amaç için kullanmış olduğu tek silahtır; çünkü Tanrı, “iman edenleri saçma sayılan bildiri ile kurtarmaya razı oldu” (1.Korintliler 1:21). Ve bu yüzden elçi şöyle der: “Ama biz çarmıha gerilmiş Mesih’i duyuruyoruz. Yahudiler bunu yüz karası, öteki uluslar da saçmalık sayarlar. Oysa Mesih, çağrılmış olanlar için –ister Yahudi ister Grek olsun – Tanrının gücü ve Tanrının bilgeliğidir.” (1.Korintliler 1:23,24)

Bu konu ile ilgili olarak Elçilerin İşleri’nden pek çok örnek verilebilir. Pentikost gününde Petrus, vaaz eder iken Mesih’in çarmıha gerildiğini, dirildiğini ve yüceltildiğini bildirir ve dinleyicilerine, Tanrının ölümden diriltmiş olduğu Mesih’i reddetmenin ve O’nu çarmıha germenin günah olduğunu ve onların bu günahı işledikleri için suçlu olduklarını bildirir. “Böylelikle tüm İsrail halkı şunu kesinlikle bilsin: Tanrı sizin çarmıha gerdiğiniz İsa’yı hem Rab hem Mesih yapmıştır. Bu sözleri duyanlar yüreklerine hançer saplanmış gibi oldular. Petrus ve öbür elçilere, ‘Kardeşler, ne yapmalıyız?’ diye sordular” (Elçilerin İşleri 2:36,37). Elçi Pavlus, Kurtarıcının ayaklarının dibinde özel ve sıra dışı bir şekilde alçaldı. Ama bu alçalmasının nedeni, görüm şeklinde de olsa Mesih’in Kendisini görmesi idi, sözün vaaz edilmesi değil. Aynı şekilde feliks’in durumunu da ele alalım. Bize, elçi Pavlus Feliks’e günahtan, Tanrı doğruluğundan ve gelecek olan yargıdan söz ettiği zaman, Feliks’in dehşete kapıldığı söylenir; bu olay bize Tanrı sözünün can üzerindeki etkisini ve gücünü gösterir. Filipeli gardiyan, ilk bakışta kural ile ilgili bir istisna gibi görülebilir. Ama o olaylı gecede Pavlus ve Silas zincirlere vurulmuş olarak hücrede iken Tanrıyı övüyor ve ilahiler söylüyorlardı, bu nedenle bu gardiyanın yüreği ve vicdanı görüp işittikleri nedeni ile can endişesini tövbe etmeden daha önce yaşamış olabilir. Bu durum ile sıkça karşılaşabiliriz. Ani bir hastalık ya da tehlike ya da ani bir ölüm, Kutsal Ruhun güçlü etkisi altında daha önceden müjde mesajlarına ve uyarılarına kulak asmayan kişiler üzerinde etkili olabilir ve insanların canlarını suçluluk korkuları ile Tanrının kendilerine karşı duyduğu gazabı anlarlar ve merhamet görmek için yüksek ses ile haykırma noktasına getirilebilirler.

Bu nedenle, her nerde bir can endişesi görür isek – sözünü ettiğimiz türde bir can endişesi – bu endişenin kaynağının Kutsal Ruh tarafından Tanrı sözü aracılığı ile meydana getirildiğinden emin olabiliriz. İşte bizim konuşmak istediğimiz kişiler bu tür bir endişeye sahip olan kişilerdir. Sevgili okuyucu, kurtulmak için bu tür bir kaygıya sahip misin? Eğer bu konumda isen, o zaman sağır bir kulağı Tanrının Ruhunun sesine çevir; Kutsal Ruhun ikna edici sözleri hafife alınmaz ya da susturulmaz ya da bastırılamaz. Aynı zamanda gecikmemen konusunda da seni uyarıyoruz. Tanrı lütuf aracılığı ile seninle mücadele ediyor; bu nedenle şu sözler özellikle senin için gerçektir: “Uygun zaman işte şimdidir, kurtuluş günü işte şimdidir (2.Korintliler 6:2). Aynı zamanda müjdenin çözümlerinin dışındaki çözümler ile canının yaralarına şifa arama konusunda da uyanık ol, öyle ki, esenlik olmadığı zaman “Esenlik” diye bağırmak için yönlendirilemeyesin. Durumun umut ile doludur. Çünkü sende kurtuluşun peşinden gitmen için arzu Uyandıran, bu mesajı senin için gönderiyor: “Tanrı ile barışın!” (2.Korintliler 5:20). Ve Tanrı Kendi sözünde şöyle der: “Tanrı dünyayı öyle çok sevdi ki, biricik Oğlunu verdi, öyle ki, O’na iman eden yargılanmasın ve sonsuz yaşama kavuşsun” (Yuhanna 3:16). O zaman Tanrının merhameti uğruna size bu yazıdaki sayfaları hem dikkatle hem de dua ederek okumanız için yalvarıyorum, öyle ki, Kutsal Yazılarda açıklanan kurtuluş yolunu öğrenebilesiniz. Ve Mesih’e olan inancınız aracılığı ile Tanrının Kendisi size öğretsin, ve sizi esenliğe yönlendirsin!