Kısım 2
TEMİZLENEN CÜZAMLI

Bölüm 5

Tanrı’nın Temizleme Şekli

Rab İsa’nın Kendisi bize peygamber Elişa zamanında İsrail’de çok sayıda cüzamlı yaşadığını söyler ve Suriyeli Naman dışında hiçbir cüzam hastasının iyileştirilmediğini bildirir. Bakınız Luka 4:27.

Elişa peygamber zamanında İsrail’de yaşayan bu cüzam hastalarının hiç biri temizlenmemiş olsa bile yine de Eski Antlaşmada yer alan uzun bir bölümde cüzam hastalığının nasıl çözüm bulacağı hakkındaki çare, hatta tek çare ile ilgili ayrıntılı dakik bilgilere yer verilmiştir.

Hiç kuşkusuz durum günümüz için de aynıdır. Zamanımızda yüzlerce milyon günahkar vardır ve onların her biri ya da hepsi Tanrının çözüm yolu ile gelip temizlenmeye istekli oldukları takdirde temizlenebilirler.

Tanrı temizlenme yolunu anlatırken, hemen hemen bir insanın cüzam hastalığına yakalandığını nasıl bileceğini söyler iken kullandığı aynı sözcükleri kullanır. “Rab Musa’ya şöyle dedi:” Levililer 14:1. Temizlenme yolunu anlatan bu sözcükler diri Tanrının ağzından çıkan kendi sözleridir ve bu sözler gerçek ve sadıktır. Onları tüm yüreklerimiz ile dinleyelim.

“”Deri hastasının temiz kılınacağı gün şu yasa geçerlidir: Hasta kahine götürülecek.” Levililer14:1

O şiş, kabuk ve parlak yaranın ilk ortaya çıktığı zaman kahine götürüldüğünüz o günü hatırlıyor musunuz? Kahine gitme konusunda ne kadar isteksiz olduğunuzu anımsıyor musunuz? Ve O’nun üzücü kararını hatırlıyor musunuz? “Kirlisiniz?” Günahkar olduğunuzu ilk kez fark ettiğiniz o anı hatırlıyor musunuz? Belki siz de diğer kişiler gibi düşünüyordunuz, “Ben diğer pek çok insan gibi kötü değilim” ama yine de ölüm ile sonuçlanan gizli belanın orada olduğundan haberiniz vardı.

Ama şimdi durumlar daha da kötüleşmiştir. Hastalık yayılmıştır. O dönemdeki eski günlerde hasta olduğunuzu üzerinizdeki giysiler ile gizleyebilirdiniz. Ama böyle olduğu zamanlarda bile yine de ordugahın dışına gitmeniz, giysileriniz yırtmanız ve başınızı traş ederek, “Kirli!” Kirli!” diye bağırmanız gerekirdi. Ama hastalık yine de bulaşır, yüzünüzü ve başınızı kaplar, sonra bedeninize, bacak ve ayaklarınıza yayılır – tepeden tırnağa sizi kaplardı. Her yanınız beyaz olurdu! Gerçekten de çok zor durumda kalırdınız! Bedeninizde cüzam bulunmayan hiç bir nokta kalmazdı. Gerçekten de “cüzam ile dolu” olurdunuz.

Peki ondan sonraki durumunuz ne olurdu? Belki bir arkadaşınız sizi ordugahın dışında bu üzgün, tükenmiş ve umutsuz durumunuzda görür ve gözleri ile sizi inceledikten sonra şöyle diyebilir: “Gel, seni kahine götüreceğim. Tüm bedenini cüzam kaplamış. Temizlenebilirsin.” Siz ise şu yanıtı verirsiniz: “Hayır, benim için artık umut kalmadı. Şu ana kadar hiç böyle kötü olmamıştım. Ordugahın dışında benim kadar kötü durumda olan başka hiç cüzamlı yok. En kötüsü benim. Bak, tüm bedenimi hastalık kapladı.” “Evet, görüyorum,” diye yanıtlar arkadaşınız, “ve işte bu yüzden şimdi, temizlenmen için en uygun zaman. Benimle bir an önce kahine gel.”

Cüzamlının Yasası
“Hasta kahine götürülecek. Levililer 14:2

Siz belki de bir zamanlar kahinin cüzamınızı tespit eden o delici bakışlarını hatırlıyor ve bu yüzden kahinden uzak kalmak istiyorsunuz, ama arkadaşınız çok ısrar ediyor ve şimdi de sizi kahine götürüyor. Arkadaşınız sevinçli çünkü sizin başınıza iyi şeyler geleceğini biliyor. Belki de kahini görmek üzere yolda giderken sizin yüreğiniz utanç ve korku ve tehdit edilme gibi duygular ile dolu.

Sevgili okuyucu, henüz kurtulmamış arkadaş ya da akrabalarınız var mı? Onları Kahine götürdünüz mü? Onları dua ile Kahine götürdünüz mü? Ya da fırsatınız olduğu zaman onları müjdenin vaaz edildiği yerlere götürdünüz mü? Bu tür durumlar, sizin ve benim ne yazık ki gereğinden fazla yavaş davrandığımız kutlu ayrıcalıklardır. Rab her birimize, aslında yalnızca ordugahın dışındaki zavallı ve kirli cüzamlılar olan kurtulmamış arkadaşlarımıza karşı daha sadık davranmamız için güç olsun!

Yuhanna 1:41-42 ayetlerinde bunu yapan bir kişiye ait çok hoş bir kayıt mevcuttur. Bu kişi Rabbi bulmuştur – ya da Rab onu bulmuştur – ve bu kişi o zaman ne yapar? “Önce gidip kendi kardeşi Simun’u bulur.” Ben burada geçen o küçük “önce” sözcüğünü çok severim. Rea’SaaAnt dört sularındaydı. Gün sona ermeye yakındı. Ama Andrea yiyecek, içecek, dinlenme ya da başka herhangi bir şey için durmadı, beklemedi ve önce gidip kendi kardeşi Simun’u buldu. Ve onu bulduktan sonra onunla ne yaptılar? Andrea kardeşi Simun’u Rabbe götürdü. Daha sonra Andrea’dan hiç bir zaman söz edilmez. Ondan bahsedildiğini işitmeyiz. Ama onun kendi kardeşi Simun Petrus’dan çok söz edilir ve Andrea’nın kardeşi her birimiz için ne kadar büyük bir bereket olmuştur! Andrea’ya o akşam yaptığı iş için her birimizin borcu büyüktür!

Ve daha sonra Andrea hakkında fazla bir şey işitmediğimiz doğru olsa bile işittiklerimiz yine de çok çok hoş şeylerdir. Andrea’ya verilmiş olan armağanın özel bir işleyişi var gibi görünür. Onu ikinci kez Yuhanna 6:8 ayetinde görürüz. Andrea Rab İsa’ya burada “bir çocuk” getirmektedir. Yuhanna 12:22 ayetinde onu tekrar İsa’ya Grekleri getirirken, yani aynı işi yaparken görürüz. Ne kadar mutlu eden bir iş! Rab her birimize diğer insanları teker teker Kendisine getirmeyi öğretsin ve bunu yapacak gücü sağlasın. Cüzamlı hastayı kahine götüren arkadaşı da aslında bizim düşündüğümüzden daha önemlidir. Bizler de bu kişiye benzeyelim; adımız bilinmesin, bizden hemen hemen hiç söz edilmesin ve yine de cüzam hastasının tek başına temizlenemeyeceği o yardım zincirinin içinde yer alalım.

Cüzamlının Yasası
“Kahin hastaya ordugahın dışında bakacak.” Levililer 14:3

Cüzamlı hastayı ve onu kahine götürmek için yolda telaşla yürüyen arkadaşını gördük. Ama, durun! Zavallı cüzamlı ordugahtan içeri giremez. O murdar ve kirlidir. Nasıl olur da o kahin ile yüz yüze gelebilir? O kahinin evi, Tanrının evidir ve ordugahın tam merkezidir. Ancak kahin bu konuda bir çözüm bulmuştur ve bu çözümü 3.ayette okuruz: “Kahin ordugahın dışına çıkmalıdır.” Yüce Baş Kahin Rab İsa Mesih 1900 yıl önce yüceliğinden soyundu. Ve aşağıya bu hem üzücü hem de kötü dünyaya geldi ve burada yeryüzünde iken bile İsa çarmıhını kendisi taşıyıp Kafatası – İbranice’de Golgotha –denilen yere çıktı.” Yuhanna 19:17. “Bunun gibi İsa da kendi kanı ile halkı kutsal kılmak için kent kapısının dışında acı çekti. (İbraniler 13:12) Zavallı kirli günahkar, O seni görüyor ve daha önceden senin bulunduğun yere gitti (Luka 10:33) O, seni temizlemek için bekliyor. “İyi olmak ister misin? (İyileştirilmek ister misin?)” Yuhanna 5:6. İşte asıl soru budur: Ah, zavallı günahkar, nasıl da hemen yanıt verir: “Evet, tüm yüreğim ile, iyileştirilmek istiyorum.”

“Ve kahin hastaya ordugahın dışında bakacak. Ve eğer işte cüzamlıdaki cüzam iyileşmiş ise.” Levililer 14:3.  O alev alev yanan ateşe benzeyen gözler sizi bir kez daha araştırırlar. Cüzamdan herhangi bir leke kalıp kalmadığını bulmak için sizi araştırmadan önce kahinin sizi kirli ilan etmiş olması gerekir. Sonra bu korkunç beladan tamamen temizlenip temizlenmediğinizi görmek için bakmıştır. Şimdi ise tepeden tırnağa cüzam ile kaplı olup olmadığınızı görmek için bakar. Aynı şekilde Baş Kahinimiz Rab İsa Mesih de O’na gelen günahkarı inceler. O’na gelen kişi gerçekten de zavallı, kaybolmuş, mahvolmuş ve suçlu bir günahkar olduğunu fark etmiş olarak mı gelmiştir? Kendisi hakkında söyleyeceği iyi hiç bir şey yok mudur? Günah ile tamamen mi doludur? Kahin bakacak ve eğer günahkar bu koşulların içinde ise ancak o zaman temizlenebilecek idi. O, “tövbe etmiş bir günahkardır” ve Tanrının melekleri göklerde bu kişi için büyük sevinç duyarlar. Luka 15:10

Cüzamlının Yasası
“Kahin bakacak.” Levililer 14:3

Ama eğer hala cüzam bulunmayan az da olsa et parçası var ise  - eğer cüzamlı arkadaşlarına dönüp hala, ‘ben sizlerden daha iyiyim! Bedenimde sizinki kadar çok cüzam hastalığı yok’ diyebiliyor ise; eğer hala kendini yüceltebileceği iyilik işlerine sahip olduğunu düşünebiliyor ise – o zaman tekrar ordugahın dışındaki eski yerine gitmesi gerekecektir. Temizlenmek için henüz hazır değildir. Elçi Pavlus şu sözleri söyleyebildi: “Rabbimiz İsa Mesih’in çarmıhından başka hiç bir şey ile asla övünmem.” Galatyalılar 6:14