Duyuru

The Announcement

Luka 1; Matta 1

Dinleyici dostlar, size esenlik olsun.

Ön gördüğü doğruluk yolunu herkesin anlamasını ve bu yola boyun eğmesini isteyen ve O’nun ile sonsuz bir esenliğe sahip olmasını arzu eden esenlik Rabbi Tanrı’nın adı ile sizleri selamlıyoruz. Doğruluk Yolu adlı programınızı sunmak üzere bugün tekrar sizler ile beraber olabildiğimiz için mutluyuz.

Son altmış ders boyunca, İlk Antlaşma’nın Kutsal Yazıları olan Musa’nın Tevratı’nı, Davut’un Mezmurları’nı, ve diğer peygamberlerin Yazılarını çalıştık. Son yayınımızda, Yeni Antlaşma’nın, yani İncil’in Kutsal Yazılarını çalışmaya başladık. İncil, İyi Haber anlamına gelen, Arapça bir sözcüktür. Müjde’nin (İncil’in) mesajı, ona inanan herkes için çok iyi haberdir. Çünkü bize, Tanrı’nın uzun zaman önce vaat etmiş olduğu gibi yeryüzüne güçlü bir Kurtarıcı gönderdiğini bildirir.

Müjde’deki çalışmamıza başlamadan önce, Adem soyuna Tanrı’nın neden güçlü bir Kurtarıcı gönderdiğini hatırlamamamız için yararlı olacaktır. Adem ve Havva’nın Tanrı’ya itaatsizlik ettikleri gün neler olduğunu hatırlayabiliyor musunuz? Tevrat’ta Adem’in itaatsizliğinin tüm insan soyunu nasıl Tanrı’nın Krallığından çıkardığını ve Şeytan’ın krallığına soktuğunu gördük. Adem’in günahı, dünyaya gelen her insandaki çarpıklığın nedenidir. Aynı “Bir sıçan yalnızca yeri kazan başka bir sıçanı doğurduğu” (Wolof atasözü) gibi, Adem ve soyu da yalnızca günah işleyen çocuklar dünyaya getirebilirler. Günahkarlar, günahkarlar üretir. Günahımız, bizi yargılaması Gereken’in önünde kendimizi doğru kılmak için bir çare bulamayalım diye bizi mahkum eder.

Ama her şeye rağmen, peygamberlerin Yazıları, Adem’in günah öyküsü ile son bulmadıkları için Tanrı’ya övgüler olsun! Daha önce de görmüş olduğumuz gibi, Tanrı, Adem’in soyunu Şeytan’ın ve günahın egemenliğinden kurtarabilmesi için yeryüzüne bir Kurtarıcı gönderme konusundaki harika planını açıklamaya başladı. Günahın dünyaya girdiği o karanlık günde, Tanrı, bu kutsal Kurtarıcı’nın özel bir şekilde “bir kadından” doğacağını duyurdu. (Yaratılış 3:15; Galatyalılar 4:4) Günahkarlar için Kanını dökecek olan Mükemmel Kurban günah ile lekelenmiş yersel bir babadan dünyaya gelemezdi. Tanrı nasıl mükemmel ve kutsal ise o da aynı şekilde mükemmel ve kutsal olmak zorundaydı. Bu nedenle (Mesih’in gelişinden yedi yüz yıl önce yaşamış olan) peygamber Yeşaya şunları yazdı: “Bundan ötürü Rabbin kendisi size bir belirti verecek: İşte kız (bakire) gebe kalıp bir oğul doğuracak; adını İmmanuel koyacak—İmmanuel, ‘Tanrı bizimledir!’ anlamına gelir.” (Yeşaya 7:14; Matta 1:23)

Şimdi Müjde kitabına geri dönelim ve Tanrı’nın nasıl bir erkek ile hiçbir zaman cinsel ilişki kurmamış bakire bir genç kızdan doğacak olan bu mükemmel ve kutsal Kurtarıcı ile ilgili olarak vaat etmiş olduğunu yerine getirdiğini görelim. Son dersimizde, Tanrı’nın meleği Cebrail’in nasıl Zekeriya adlı bir Yahudi’ye göründüğünü okumuştuk. Cebrail, Zekeriya’ya, onun ve karısının, Kurtarıcı gelmeden önce O’nun yolunu hazırlayacak olan Yahya adında bir oğula sahip olacaklarını söyledi.

Şimdi Müjde’deki (İncil’deki) Luka kitabının birinci bölümünü okumaya devam edelim ve Tanrı’nın nasıl Meryem adlı bir bakireye Meleği’ni gönderdiğini görelim. Kutsal Yazılar şöyle der:

(Luka 1) 26-27Elizabet’in hamileliğinin altıncı ayında Tanrı, Melek Cebrail’i Celile’de bulunan Nasıra adlı kente, Davut’un soyundan Yusuf adındaki bir adam ile nişanlı kıza (bakire) gönderdi. Kızın adı, Meryem’di. 28Onun yanına giren melek,’Selam, ey Tanrı’nın lütfuna erişen kız! Rab seninledir!’ dedi. 29Söylenenlere çok şaşıran Meryem, bu selamın ne anlama gelebileceğini düşünmeye başladı. 30Ama melek ona, ‘Korkma Meryem’ dedi, ‘Sen Tanrı’nın lütfuna eriştin! 31Bak, gebe kalıp bir oğul doğuracak, adını İsa koyacaksın. 32O, büyük olacak, kendisine, ‘Yüceler Yücesinin Oğlu’ denecek. Rab Tanrı, O’na, atası Davut’un tahtını verecek.33O da, sonsuza dek Yakup’un soyu üzerinde egemenlik sürecek, egemenliğinin sonu gelmeyecektir.’ 34Meryem, meleğe, ‘Bu nasıl olur? Ben erkeğe varmadım ki’ dedi. 35Melek ona şöyle yanıt verdi: ‘Kutsal Ruh senin üzerine gelecek, Yüceler Yücesinin gücü sana gölge salacak. Bunun için doğacak olana kutsal, Tanrı’nın Oğlu denecek. 36Bak, senin akrabalarından Elizabet de yaşlılığında bir oğula gebe kaldı. Kısır bilinen bu kadın şimdi altıncı ayındadır. 37Tanrı’nın yapamayacağı hiç bir şey yoktur.’ 38‘Ben Rabbin kuluyum’ dedi Meryem, ‘Bana dediğin gibi olsun.’ Bundan sonra melek onun yanından ayrıldı.

Şimdi burada biraz duralım ve Tanrı’nın meleği Cebrail Meryem’e göründüğü zaman, neler olup bittiği hakkında biraz konuşalım. Meryem, Tanrı’nın Sözü’ne değer veren genç bir bakireydi. Yusuf adındaki bir adam ile evlenmek üzere nişanlıydı, ama Rab henüz onunla birlikte yaşamıyordu. Hem Yusuf hem de Meryem Kral Davut’un soyundan geliyorlardı. Tanrı’nın peygamberlerinin Mesih’in yalnızca bir bakireden doğacağını söylemekle kalmayıp, aynı zamanda O’nun Kral Davut’un soyundan da olacağını önceden bildirdiklerini hatırlayacaksınız.

Herhangi bir yanlış anlaşılmaya meydan vermemek için Meryem ile ilgili bilmeniz gereken bir şey daha var. O da şudur: Meryem Adem’in soyundan geliyordu. Hepimiz gibi o da günahlı bir doğa ile dünyaya gelmişti. Burada bu açıklamayı yapmamız gerekiyor, çünkü ne yazık ki pek çok kişi Meryem’i Tanrı’nın yerine koyar, ona tapınır ve ona dua eder. Bu davranışlar, putperestliktir! Meryem elbette onurlandırılmaya layıktır, çünkü Meryem Tanrı tarafından Mesih’i dünyaya getirmek için aracı olarak seçilmiş bir kadındı. Ama Tanrı’nın Meryem’e bağışladığı bu iyilik, onu tapınmaya layık biri kılmaz, çünkü Kutsal Yazılar şöyle der: Yalnız Tanrın Rabbe kulluk ve hizmet edeceksin!’  (Matta 4:10)

Şimdi biraz önce okumuş olduğumuz ayetlerde, Cebrail’in Meryem’i nasıl ziyaret ettiğini ve ona Tanrı’nın, günahkarların Kurtarıcısını aracılığı ile dünyaya göndermeyi amaçlamış olduğu bakire olduğunu bildirdiğini gördük. Cebrail aynı zamanda Meryem’e gebe kalacağı Çocuğun adını da söyledi. Meryem’e şöyle dedi: “O’nun adını İsa koyacaksın.” ‘İsa’ adı, Rab kurtarır anlamına gelir. (Not: Kur’an, Yeşu’ya İsa der. Arapça dilindeki Yeni Ahit ise O’nu Yeşu olarak adlandırır ve bu, O’nun gerçek adıdır. Yeşu, İbranice’deki Yehoşua adının Grekçe’deki çevirisidir ve Rab kurtarır anlamına gelir.) ama, Cebrail’in Mesih’ten söz ederken kullandığı bir başka ad daha vardı. Bu adı duydunuz mu? Cebrail, O’nu, “Yüceler Yücesi’nin Oğlu” olarak da adlandırdı. Hoşunuza gidip gitmediğini bilmiyoruz, ama Cebrail bu sözleri söyledi. Daha önce Davut’un Mezmuru’nda, Tanrı’nın Mesih’i Oğlu olarak adlandırdığını okuduk. Şimdi aynı zamanda Tanrı’nın meleği Cebrail’in de O’nu “Tanrı’nın Oğlu” olarak adlandırdığını duyduk.

Sevgili dostlar, “Tanrı’nın Oğlu” adını duyan pek çok kişinin şu karşılığı verdiğini biliyoruz: “Bu imkansız! Estağfurullah! (İslamiyet’e özgü bu ifadede şu düşünce yer alır: Tanrı, ağzından çıkan bu küfür için seni bağışlasın!) ama eski bir atasözünün (Wolof) söylediğini hatırlayalım: “Çobanın ağzına vurmadan önce, neden ıslık çaldığını anlamak gerekir.” Aynı şekilde, Tanrı Oğlu adını küçümsemeden önce, Tanrı Oğlu adının ne anlama geldiğini anlamak için çaba sarf edilmesi gerekir. Mesih, Kutsal Yazılar’da, yüz yirmiden fazla yerde Tanrı’nın Oğlu olarak adlandırılır. Böylece peygamberlerin Yazıları’na inanan bizler, Tanrı’nın, Mesih’i Oğlu olarak adlandırmasını inkar etme cesaretini gösteremeyiz. Bilmek istediğimiz, Tanrı’nın İsa’yı neden Oğlu olarak adlandırdığıdır.

Öncelikle bilmemiz gereken, Tanrı’nın Oğlu adının ne anlama gelmediğidir. Tanrı’nın bir eş alarak bir oğula sahip olduğu anlamına gelmez. Bu tür düşüncelere sahip olan kişiler Tanrı’ya küfretmektedirler! Tanrı En Yüce Olan’dır ve bir insanın meydana getirdiği gibi çocuklar meydana getirmez. Asla! Öncelikle bu gerçeğin zihinlerimizde tam olarak netleşmesi gerekir. Bugün, Tanrı Oğlu adının ne anlama geldiğini ayrıntılı olarak açıklamak için yeterli zamanımız yok, ama anlamanız gereken en önemli şey, bu adın, Tanrı’nın bir eş alarak onun aracılığı ile bir oğul dünyaya getirdiği anlamına gelmediğidir. Bunu anlamanızın zor olmaması gerekir, çünkü Senegal’de yaşayan bizler burada sık sık ülkede uzun süre yaşamış olan birinden “Senegal’in evladı’ diye söz ederiz, ama buna rağmen Senegal’in bir karısının olmadığını ve bir oğul dünyaya getirmediğini bildiğimiz açıktır. Aynı şekilde, Senegal ülkesinin dışında yolculuk ettiğiniz takdirde, insanlar sizi bir “Senegal oğlu” diye çağırabilirler, ama bu Senegal’in sizin babanız olduğu anlamına gelmez. İfade ettiği şey yalnızca, geldiğiniz ülkenin Senegal olduğudur.

Aynı şey Mesih İsa için de geçerlidir. Tanrı, O’nu Oğlu olarak adlandırır, çünkü O Tanrı’dan gelmiştir. Mesih, gökyüzünden geldi. O, doğmadan önce Tanrı ile birlikteydi; O, Tanrı’daydı. O, Tanrı’nın Ruh’u anlamına gelen, “Ruhullah’tır.” (Not: “Ruhullah” Arapça dilinde Tanrı’nın Ruh’u/Can’ı anlamına gelir; aynı İbranice dilindeki “Ruah” sözcüğünde olduğu gibi. Bu, Kur’an’da, İsa’ya Mesih’in kimliği ile uyumlu olarak verilmiş olan bir ünvandır: Tanrı’nın Sonsuz Ruh Oğlu.: Üçlü Birliğin tek Tanrısı’nın ikinci Ruh’u.) Mesih aynı zamanda “Kalimat” olarak da adlandırılır; başlangıçta Tanrı ile birlikte olan Söz. (“Kalimat Allah” sözcüğünün Arapça’daki anlamı, Tanrı’nın Sözü/Fiili’dir. Bu unvan hem Kutsal Kitap’ta, hem de Kur’an’da yalnızca Mesih’e atfedilmiş olan bir ünvandır.) Kutsal Yazılar bu konu ile ilgili olarak şu duyuruda bulunurlar:

“Başlangıçta Söz vardı. Söz, Tanrı ile birlikteydi ve Söz Tanrı’ydı. Başlangıçta O tanrı ile birlikteydi. Her şey O’nun aracılığı ile var oldu, var olan hiç bir şey O’nsuz olmadı. Söz insan olup (beden alıp) aramızda yaşadı.  (Yuhanna 1: 1-3, 14)

Evet, Mesih, gökyüzünden gelen ve bir insan olarak doğan Tanrı Sözü’ydü. Mesih’in yersel bir babaya sahip olmadığını hepimiz biliyoruz. Peki o zaman eğer Mesih yersel bir babaya sahip olmadıysa, nereden geldi? O, kimin Oğlu’dur? Cebrail’in Meryem’e ne söylediğini tekrar dinleyelim? “Kutsal Ruh senin üzerine gelecek, yüceler Yücesi’nin gücü sana gölge salacak. Bunun için doğacak Olan’a kutsal, Tanrı Oğlu denecek.”  (Luka 1:35)

Belki bazı kişilerin şöyle konuştuklarını işitmiş olabilirsiniz: “Ah evet, İsa’nın yersel babası olmadığını biliyoruz, ama İsa’nın bir bakireden doğmuş olması o kadar da önemli değil. Tanrı, bu olay ile yalnızca Gücü’nü göstermek istedi. Tanrı, Adem’i babasız ve annesiz yarattı. Daha sonra Havva’yı yalnızca bir baba ile, yani, Adem’den aldığı bir kaburga kemiğinden yarattı. Tanrı sonra Gücünü daha da fazla göstermek için yalnızca bir kadın kullanarak bir erkek yarattı. İsa’nın yersel bir babaya sahip olmadan dünyaya gelmesinin nedeni budur.

Sevgili dostlar, Tanrı’nın Gücü Her Şeye Yeten olduğu ve O’nun için imkansız bir şey olmadığı  doğrudur. Ama İsa’nın bir bakireden doğumu ile ilgili olarak bunu nedeninin Tanrı’nın, yalnızca Gücünü göstermesinden çok daha önemli bir neden olduğunu bilmeniz gerekir. Hiç kimsenin sizi aldatmasına izin vermeyin! İsa’nın, Tanrı’nın Adem ile Havva’yı yaratmasından binlerce yıl sonra bakire bir kızdan dünyaya gelmesinin çok, ama çok önemli bir nedeni vardır! Bu nedeni biliyor musunuz? Kutsal Yazılar şu sözler ile bize bu nedeni açıklarlar: “Mesih İsa, günahkarları kurtarmak için dünyaya geldi.”  (1. Timoteos 1:15) İsa, Adem’in kaybolmuş, günahkar, lekeli ve mahkum soyunu kurtarmak için dünyaya gelerek doğdu – bu nedenle günah ile lekelenmiş bir erkekten doğamazdı! Daha önce de görmüş olmamıza rağmen, Mesih, Tanrı’nın planına uygun olarak günahın bedelini ödeyecek bir kurban oldu ve bu yüzden kanını dökmesi gerekti. Kurtarıcı’nın, Mükemmel Kurban olması için her yıl Kurban Bayramı’nda (İd el-Adha) kurban edilen sağlıklı, masum koyunlar gibi günahsız ve lekesiz olması gerekliydi.

Bu konu hakkında düşünün! Çok büyük borcu olan biri diğerlerinin borçlarını ödeyebilir mi? Hayır! Yalnızca hiç borcu olmayan biri diğerlerinin de borçlarını ödeyebilecek niteliktedir. Benzer şekilde Mesih’in de Adem oğullarının günah borcunu ödeyebilmesi için hiç günah borcu olmayan biri olması gerekiyordu. Tanrı, bizlerin, Mesih’in ve Adem’in çocuklarının birbirlerinden tamamen farklı olduklarını bilmemizi istiyor. Bizler, Adem’in oğullarıyız. Ama İsa, Tanrı’nın Oğlu’dur. Adem’in çocukları olan bizler, günahımız yüzünden kirli toprağa benzeriz.  Ama İsa, gökyüzünden gelen yağmura benzer. O, aynı Tanrı’nın saf ve kutsal olduğu gibi, saf ve kutsaldır! Tanrı, bu nedenle O’nu Oğlu olarak adlandırmaktan utanmaz. Ve böylece dostlarımız, umuyoruz ki bugün bu programdan ayrılırken, sorularınızın yanıtları zihninizde daha açıklık kazandı ve Mesih İsa’nın neden bakire bir kızdan doğması gerektiğini ve “Tanrı Oğlu” adının ne anlama geldiğini ve ne anlama gelmediğini daha iyi anladınız!

Bugünkü yayınımıza, Mata Müjdesi’nden Mesih’in doğumu hakkındaki öyküyü okuyarak son veriyoruz. Meryem, Tanrı’nın Ruhu’nun gücü aracılığı ile gebe kaldıktan bir kaç ay sonra Tanrı, Meryem’in kocası olacak olan Yusuf’a meleğini gönderdi. Kutsal Yazılar bu konuda şöyle yazar:

(Matta 1) 18İsa Mesih’in doğumu şöyle oldu: Annesi Meryem Yusuf ile nişanlıydı. Ama birlikte olmalarından önce Meryem’in Kutsal Ruh’tan gebe olduğu anlaşıldı.19 Nişanlısı Yusuf doğru bir adama olduğu ve onu herkesin önünde utandırmak istemediği için ondan sessizce ayrılmak niyetindeydi. 20Ama böyle düşünmesi üzerine Rabbin bir meleği rüyada ona görünerek şöyle dedi: ‘Davut oğlu Yusuf, Meryem’i kendine eş olarak almaktan korkma! Çünkü onun rahminde oluşan Kutsal Ruh’tandır. 21Meryem bir oğul doğuracak, adını İsa koyacaksın. Çünkü halkını günahlarından O kurtaracak. 22Bütün bunlar Rabbin peygamber aracılığı ile bildirdiği şu söz yerine gelsin diye oldu: 23‘İşte, kız gebe kalıp bir oğul doğuracak; adını İmmanuel koyacaklar.’ İmmanuel, ‘Tanrı bizimle’ demektir. 24Yusuf uyanınca Rabbin meleğinin buyruğuna uydu ve Meryem’i eş olarak yanına aldı. 25Ama oğlunu doğuruncaya dek Yusuf ona dokunmadı. Doğan çocuğun adını İsa koydu.

Bugünkü yayınımıza burada son vermemiz gerekiyor. Tanrı isterse, bir sonraki programda İsa Mesih’in doğumu hakkındaki şaşırtıcı öyküyü okumaya devam edeceğiz.

Siz, meleğin Yusuf’a Mesih ile ilgili söylediklerini hatırlarken, Tanrı sizi bereketlesin:

“Adını İsa koyacaksın, çünkü halkını günahlarından O kurtaracak.”  (Matta 1:21)