Rut Kitabı

Yazan

Hamilton Smith

Rut 1 Yabancı
Rut 2 Başak Devşiren
Rut 3-4 Gelin

GİRİŞ

Kutsal Kitap’ta yer alan bu kısa kitaptaki Rut’un öyküsü, en ilgisiz okuyucu için bile alışılmamış bir çekiciliğe sahiptir. İçinde sevinç ve üzüntünün, hataların ve adanmışlığın, yaşamın ve ölümün birbirlerine karıştığı eski günlere ait bir aşk öyküsüdür, öyküdeki birbirine örülü konuların hepsi sonunda evlilik gününe ve mirasçının doğduğu zamana ulaşırlar. Öykünün geçtiği ortam bile ruhu dinlendirmek için yeterlidir; çünkü öyküde kendimizi, kırlarda köy yaşamının içinde hasat biçen ve başak devşiren kişilerin yanı başında buluruz.

Ancak yine de Rut’un öyküsü, Mesih ile ilgili kutsal sayfayı her zaman canının önünde tutarak okuyan bir Hıristiyan tarafından daha derin bir ilgi ile karşılanacak ve daha zengin bir anlamı olduğu düşünülecektir. Çünkü Mesih’i her zaman canının önünde tutan Hıristiyan, Kutsal Yazılar’ın tamamında olduğu gibi, bu öyküde de “O’nun ile ilgili konuların” hemen farkına varacaktır.

Rut Kitabı, tarihi açıdan, beden almış Rab İsa’nın soy ağacının önemli halkalarını sunar. Ve en son satırlarında Kral Davut ile sona eren on ismin kısa bir soy ağacı yer alır. Yeni Antlaşma’nın ilk bölümünde bu on isim, krallar Kralı’nın soy ağacında onurlu bir yere sahiptirler, ama Tanrı’nın Ruh’u bu isimler ile bağlantılı olarak bir farklılık sunmuştur, dört kadının adı – bu adlardan biri de Moavlı Rut’a ait olandır. Bu kadınlardan her birinin öyküsünde başarısızlık ve utanç bulunması dikkat çekicidir; bu durum “günahın çoğaldığı yerde lütfun daha da çoğaldığı” sözüne güzel bir örnek oluşturur. Bu nedenle Rut Kitabı, tarihi açıdan, Tanrı’nın lütfunun kaydedilmiş olduğu bir kitaptır; Kral gelmeden on üç yüzyıl önce, O’nun geleceği soy sağlama alınmıştır ve böylelikle Moavlı bir yabancının Kral’ın soyuna yerleştirilmesi aracılığı ile Tanrı’nın lütfunun insanın başarısızlığının üzerinde zafer kazandığı gösterilir.

Tanrı’nın halkı arasında başarısızlığın ve zayıflığın hakim olduğu bir zamandı ve yine de yapılan tüm hatalara rağmen, Tanrı Kendi yolunu izliyor ve Kral’ı ile ilgili amacını yerine getiriyordu. Hatta daha da fazlasını. Tanrı, amaçlarını gerçekleştirmek için o zamanın koşullarını ve halkın başarısızlığını kullanıyordu. Beytlehem’de yaşanan bir kıtlık döneminin on üç yüzyıl sonra Beytlehem’de doğacak olan Kral’ın dünyaya gelişi ile bir bağlantısı olacağı kimin aklına gelirdi? Ama yine de böyle oldu, çünkü yaşanan bu kıtlık, Moavlı Rut’u Kral’ın soyuna yerleştiren koşullar zincirinin bir halkasını oluşturdu.

Bizlere gelince, daha büyük başarısızlık ve zayıflık içinde yaşayan Tanrı halkı olarak, tüm çağlar boyunca, Tanrı’nın, sorumlu insanın bütün hatalarını iyilik için işleyerek, Mesih’in yüceliği ve hem yersel hem de göksel olarak halkının bereketlenmesi için hedeflediği amaçlarını her zaman yerine getirdiğinden ve getireceğinden emin olmamız gerekir. Buna ek olarak bilmemiz gereken bir başka konu daha vardır: ne düşmanın gücü, ne dünyanın karşıtlığı, ne de Tanrı halkının başarısızlığı, Tanrı’nın, bereket konusundaki amaçlarını görkemli bir şekilde yerine getirmesine engel olamaz. Rut’un öyküsünde olup biten her şey nasıl evlilik gününün gerçekleşmesine odaklandıysa, Kilise de aynı şekilde Kuzu ile evleneceği o büyük güne doğru ilerlemektedir.

Rut Kitabı genellikle, Tanrı’nın, İsrail ulusu sorumluluklarının temelindeki bereketi ile ilgili her iddiasını kaybetmiş olmasına rağmen, yine de İsrail ulusuna gösterdiği egemen lütfu temelindeki tüm vaatlerinin gerçekleştiğini beyan eder.  Rut Kitabı böylelikle bize, kendisinden bir önce gelen kitap ile kendisi arasında ne kadar çarpıcı bir karşıtlık bulunduğunu gösterir. Hakimler Kitabı Tanrı’nın müdahalesine ve yardımına rağmen insanın giderek çoğalan başarısızlıklarını ortaya koyar ve hüzünlerin en karanlığı ve ahlak düşüklüğü içeren olaylar ile sona erer. Rut Kitabı ise, insanın başarısızlığına rağmen Tanrı lütfunun eylemlerini sunar ve sevinç ve bereket dolu bir olay ile son bulur.

Ancak Rut’un öyküsü, tarihi ve genel anlamının dışında ahlaksal ve ruhsal bilgilendirmeler açısından zengindir; bu bilgiler sayesinde Tanrı’nın canlarımızın tarihindeki sadık ve lütüfkar yolları hakkında bir şeyler öğreniriz; Tanrı bizi dünyanın karanlığından çıkartarak Mesih’teki amacının ışığına yerleştirir, ya da O’ndan uzaklaştığımız zamanlarda bizi tekrar, yenilenen lütfunun yollarına getirir. Bu dokunaklı öykü üzerinde düşünürken ahlak bilgisi hakkındaki görüşü temel alacağız.