Peygamber Yunus

The Prophet Jonah

Yunus

Dinleyici dostlar size esenlik olsun.

Ön gördüğü doğruluk yolunu herkesin anlamasını ve bu yola boyun eğmesini isteyen ve O’nun ile sonsuza kadar esenliğe sahip olmasını arzulayan esenlik Rabbi Tanrı’nın adı ile sizleri selamlıyoruz. Doğruluk Yolu adlı programınızı sunmak üzere sizler ile tekrar beraber olabildiğimiz için mutluyuz.

Son programımızda, Tanrı’nın peygamberi İlyas’ın öyküsüne baktık. İlyas büyük bir peygamberdi, çünkü Tanrı’nın Ruhu’nun gücü onun üzerindeydi. İlyas, yağmur yağmaması için Tanrı’ya dua etti ve İsrail’de üç buçuk yıl boyunca yağmur yağmadı. İlyas aynı zamanda tüm İsraillilerin önünde Baal’ın sahte peygamberleri ile de bir araya geldi ve onların sahte dinlerini ifşa etti. Böylelikle Tanrı peygamber İlyas’ı, pek çok İsraillinin yüreğini Tanrıları Rabbe geri döndürmek için kullandı.

O zaman bugün İlyas’tan sonra gelen bir başka Tanrı peygamberinin öyküsünü incelemek istiyoruz. Tanrı’nın nasıl adı Yunus olan bir İsrailliyi seçtiğini ve ona İsraillilerin düşmanları olan yabancılara gitmesini ve kendisine vereceği mesajı onlara iletmesini buyurdu.

Şimdi Yunus kitabının birinci bölümünden okuyoruz. Kutsal Yazılar şöyle diyor: (Yunus 1) Rab bir gün Ammitay oğlu Yunus’a, ‘Kalk, Ninova’ya, o büyük kente git ve halkı uyar’ diye seslendi. ‘Çünkü kötülükleri önüme kadar yükseldi.’

Tanrı’nın Yunus’a ne buyurduğunu duydunuz mu? Tanrı, ona Ninova kentine gitmesini ve oradaki halkı günahlarından tövbe etmeleri için—Ninova Asur ulusunun başkenti olmasına ve Asur halkının İsraillileri yok etmek isteyen kötü insanlar olmalarına rağmen—uyarmasını söyledi.

Tanrı, İsraillileri küçümseyen ve onlardan nefret eden bu yabancılara Yunus’u neden göndermek istedi? Tanrı aynı zamanda İsraillilerin düşmanlarına da mı ilgi gösteriyordu? Evet, Tanrı İsraillilerin düşmanları ile de ilgileniyordu. Tanrı Ninova halkını yargılamak üzereydi, çünkü günahları gökyüzüne kadar ulaşmıştı. Ama her şeye rağmen Tanrı, günahkarların mahvolmasından hoşlanmaz. Tanrı, herkesin günahından tövbe etmesini, Tanrı’nın Sözü’ne inanmasını ve kurtulmasını ister. Rabbin, Yunus’a Ninova halkına gitmesini ve günahlarından tövbe edebilmeleri, Tanrı’ya dönebilmeleri ve kurtulabilmeleri için onları uyarmasını buyurmasının nedeni budur.

Ancak, Yunus Ninova’ya gitmek ve düşmanlarını uyarmak istemedi. Yunus, Ninova kentine peygamber olmak istemedi. Tanrı, Ninova halkına merhamet edebilmek için onların tövbe etmesini istedi, ama Yunus Tanrı’nın onları cezalandırmasını istedi! Böylece Yunus kendisine verilen görevi reddetti ve Rab Tanrı’dan kaçmaya uğraştı. Ama Tanrı’nın huzurundan kaçabilmek için nereye gidebilirdi?

Yunus’un ne yaptığını görebilmek için öyküye devam edelim. Kutsal Yazılar şöyle der:

(Yunus 1) 3Ne var ki Yunus, Rabbin huzurundan Tarşiş’e (Ninova’dan çok uzakta olan bir kent) kaçmaya kalkıştı. Yafa’ya inip Tarşiş’e giden bir gemi buldu. Ücretini ödeyip gemiye bindi. Rab’den uzaklaşmak için Tarşiş’e doğru yola çıktı. 4Yolda Rab, şiddetli bir rüzgar gönderdi denize. Öyle bir fırtına koptu ki, gemi neredeyse parçalanacaktı. 5Gemiciler korkuya kapıldı, her biri kendi ilahına yalvarmaya başladı. Gemiyi hafifletmek için yükleri denize attılar. Yunus ise teknenin ambarına inmiş, yatıp derin bir uykuya dalmıştı. 6Gemi kaptanı Yunus’un yanına gidip, ‘Hey, nasıl uyursun sen?’ dedi, ‘Kalk tanrına yalvar, belki halimizi görür de yok olmayız.’ 7Sonra denizciler birbirlerine, ‘Gelin, kura çekelim’ dediler, ‘Bakalım bu bela kimin yüzünden başımıza geldi?’ Kura çektiler, kura Yunus’a düştü.

8Bunun üzerine Yunus’a, ‘söyle bize ‘ dediler, ‘Bu bela kimin yüzümüzden başımıza geldi? Ne iş yapıyorsun sen, nerelisin? Hangi halka mensupsun?’ 9Yunus, ‘İbrani’yim’ diye karşılık verdi. ‘Denizi ve karayı yaratan göklerin Tanrısı Rabbe taparım’ dedi. 10Denizciler bu yanıt karşısında dehşete düştüler. ‘Neden yaptın bunu?’ diye sordular. Yunus’un RAB’den uzaklaşmak için kaçtığını biliyorlardı. Daha önce onlara anlatmıştı. 11Deniz gittikçe kuduruyordu. Yunus’a ‘Denizin dinmesi için sana ne yapalım?’ diye sordular. 12Yunus, “Beni kaldırıp denize atın” diye yanıtladı, “O zaman sular durulur. Çünkü biliyorum, bu şiddetli fırtınaya benim yüzümden yakalandınız.” 13Denizciler karaya dönmek için küreklere asıldılar, ama başaramadılar. Çünkü deniz gittikçe kuduruyordu.

14RAB`be seslenerek, “Ya RAB, yalvarıyoruz” dediler, “Bu adamın canı yüzünden yok olmayalım. Suçsuz bir adamın ölümünden bizi sorumlu tutma. Çünkü sen kendi istediğini yaptın, ya RAB.” 15Yunus, ‘Beni kaldırıp denize atın’ diye yanıtladı, ‘O zaman sular durulur. Çünkü biliyorum, bu şiddetli fırtınaya benim yüzümden yakalandınız. Denizciler karaya dönmek için küreklere asıldılar, ama başaramadılar, çünkü deniz gittikçe kuduruyordu. RAB’be seslenerek, ‘Ya RAB, yalvarıyoruz’ dediler, ‘Bu adamın canı yüzünden yok olmayalım. Suçsuz bir adamın ölümünden bizi sorumlu tutma. Çünkü sen kendi isteğini yaptın ya Rab!’ Sonra Yunus’u kaldırıp denize attılar, kuduran deniz sakinleşti. 16Bu olaydan ötürü denizciler öyle korktular ki, O’na kurbanlar sundular, adaklar adadılar. 17Bu arada Rab Yunus’u yutacak büyük bir balık sağladı.

Burada biraz ara verelim. Öykünün bu noktasına kadar Tanrı’nın, Kendisinden kaçan peygamber Yunus’un nasıl peşinden gittiğini gördük. Yunus koşabildi, ama Tanrı’nın elinden kaçamadı. Tanrı Yunus’un neden peşine düştü? Peşine düştü, çünkü Yunus’u seviyordu ve onun Kendi isteğini yerine getirmesini istedi. Tanrı bu nedenle Yunus’u öldürmesi için değil, yalnızca yutması için büyük bir balık gönderdi.

Zavallı Yunus! Bir anda kendisini büyük bir balığın karanlık karnında buldu. Yunus kendisini kurtarmak için ne yapabilirdi? Hiç bir şey! Rab Tanrı’ya feryat etmenin dışında hiç bir şey! Onu yalnızca Tanrı kurtarabilirdi. İkinci bölümde Kutsal Yazılar bize Yunus’un nasıl balığın karnından Rabbe dua ettiğini ve Tanrı’ya itaat etmeyi reddederek işlediği günahı nasıl itiraf ettiğini anlatırlar. Tanrı, üç gün boyunca Yunus2u bu deniz yaratığının karnında tutarak korudu. Yunus ne kadar da önemli bir ders öğrenmişti! Üçüncü gün yunus feryat etti, “Kurtuluş senden gelir, ya Rab!”  (Yunus 2:9) Yunus, “Kurtuluş senden gelir, ya Rab’” dediği zaman, Kutsal Yazılar, şöyle devam eder: “Rab balığa buyruk verdi ve balık Yunus’u karaya kustu.” (Yunus 2:10)

Üçüncü bölümde Kutsal Yazılar şöyle devam eder:

(Yunus 3) 1Rab Yunus’a ikinci kez şöyle seslendi, 2‘Kalk, Ninova’ya, o büyük kente git ve sana söyleyeceklerimi halka bildir.’ 3Yunus, Rabbin Sözü uyarınca kalkıp Ninova’ya gitti. Ninova öyle büyük bir kentti ki, ancak üç günde dolaşılabilirdi. 4Yunus kente girip dolaşmaya başladı. Bir gün geçince, ‘Kırk gün sonra Ninova yıkılacak!’ diye ilan etti.

5Ninova halkı Tanrı’ya inandı. Oruç ilan ederek büyüğünden küçüğüne hepsi çula sarındı. 6Ninova Kralı olanları duyunca, tahtından kalkıp kaftanını çıkardı; çula sarınarak küle oturdu. 7Ardından Ninova’da şu buyruğu yayınladı: “Kral ve soyluların buyruğudur: Hiç bir insan ya da hayvan – ister sığır ister davar olsun – ağzına hiç bir şey koymayacak, otlamayacak, içmeyecek. 8Bütün insanlar ve hayvanlar çula sarınsın. Herkes var gücü ile Tanrı’ya yakararak kötü yoldan, zorbalıktan vazgeçsin. 9Belki Tanrı o zaman fikrini değiştirip bize acır, kızgın öfkesinden döner de yok olmayız.’ 10Tanrı Ninovalılar’ın yaptıklarını, kötü yoldan döndüklerini görünce, onlara acıdı, yapacağını söylediği kötülükten vazgeçti.

Burada Tanrı’nın Ninova halkına merhamet ettiğini görüyoruz, çünkü Tanrı’nın onlara gönderdiği Söz’e inandılar. Ninovalılar, alçakgönüllü ve pişman bir yürek ile günahlarından tövbe ettiler ve Rabbe döndüler. Ama her şeye rağmen, Yunus Tanrı’nın Ninova halkına gösterdiği merhamet için mutlu olmadı. Yunus kitabının dördüncü ve son bölümünde yazılı olanları dinleyin.

Kutsal Yazılar şöyle diyor:

(Yunus 4) 1Ama Yunus buna çok gücenip öfkelendi. 2Rabbe şöyle dua etti: “Ah, ya Rab, ben daha ülkemdeyken böyle olacağını söylemedim mi? Bu yüzden Tarşiş’e kaçmaya kalkıştım. Biliyordum, sen lütfeden, acıyan, tez öfkelenmeyen, sevgisi engin, cezalandırmaktan vazgeçen bir Tanrı’sın. 3Ya Rab, lütfen şimdi canımı al. Çünkü benim için ölmek yaşamaktan iyidir.” 4Rab, ‘Ne hakla öfkeleniyorsun?” diye karşılık verdi. 5Yunus kentten çıktı, kentin doğusundaki bir yerde durdu. Kendisine bir çardak yaptı, gölgesinde oturup başına neler geleceğini görmek için beklemeye başladı. 6Rab Tanrı, Yunus’un üzerine gölge salacak, sıkıntısını giderecek bir keneotu sağladı. Yunus buna çok sevindi.

7Ama ertesi gün şafak sökerken, Tanrı’nın sağladığı bir bitki kurdu keneotu kemirip kuruttu. 8Güneş doğunca Tanrı yakıcı bir doğu rüzgarı estirdi. Yunus başına vuran güneşten bayılmak üzereydi. Ölümü dileyerek, ‘Benim için ölmek yaşamaktan daha iyidir’ dedi. 9Ama Tanrı, ‘Keneotu yüzünden öfkelenmeye hakkın var mı?’ dedi. Yunus, ‘Elbette hakkım var. Ölesiye öfkeliyim’ diye karşılık verdi. 10Rab, ‘Keneotu bir gecede çıktı ve bir gecede yok oldu’ dedi. ‘Sen emek vermediğin, büyütmediğin bir keneotuna acıyorsun da, 11ben Ninova’ya, o koca kente acımayayım mı? O kette sağını solundan ayırt edemeyen yüz yirmi bini aşkın insan, çok sayıda hayvan var.”  Yunus kitabı bu şekilde sona erer.

Sevgili dinleyicilerimiz, Yunus peygamberin öyküsünde insanın doğası ve Tanrı’nın doğası hakkında öğrenebileceğimiz çok şey mevcuttur. Burada gördüğümüz en önemli nokta Tanrı’nın insanlar arasında ayırım yapmadığıdır (Tanrı taraf tutmaz, ayırımcılık yapmaz). Yunus insanlar arasında ayırım yaptı, ama Tanrı insanlar arasında ayırım yapmadı. Tanrı’nın yüreği, Yunus’un yüreğinden çok farklıydı.

Yunus’un yüreği, ayırımcılık ile doluydu, ama Tanrı’nın yüreği tüm insanlara duyduğu sevgi ile doludur. Yunus kendi halkını sevdi ve düşmanlarından nefret etti, ama Tanrı İsrail halkını ve Ninova  halkını sevdi. Yunus, Ninova halkının mahvolmasını istedi, çünkü Ninovalılar, İsraillilerin düşmanlarıydılar, ama Tanrı onların günahlarından tövbe etmelerini, Sözü’nü kabul etmelerini ve kurtulmalarını istedi. Tanrı, insanlar arasında ayırım yapmaz. Kim olursanız olun, nasıl olursanız olun, Tanrı sizi seviyor. Günahınızı ya da isyanınızı sevmiyor, ama sizi seviyor. Tanrı her ulustaki her bireyi sever ve herkesin O’na günahını itiraf etmesini, Gerçeği işitmesini, onu anlamasını, ona inanmasını ve kurtulmasını arzu eder.

Bazı kişiler, Tanrı’nın yeryüzündeki her birey ile ilgilenmediğini düşünürler; O’nun keyfi olarak bazı kişileri cehennemde yanmaları ve bazı kişilerin de Cennette, zevklerin tadını çıkarmaları için seçtiğini söylerler. Pek çok kişinin günahlarının içinde öleceği ve Tanrı’nın adil gazabı ile yüz yüze kalacakları doğrudur, ama Tanrı’nın, bilgisizlikten dolayı mahvolanlar ile ilgilenmediğini düşünmek yanlış olur. Kutsal Yazılar bize Tanrı’nın,”Bütün insanların kurtulup gerçeğin bilincine erişmesini istediğini” bildirirler (1. Timoteos 2:4). “Tanrı kimsenin mahvolmasını istemiyor, herkesin tövbe etmesini istiyor. (2. Petrus 3:9) Ama yine de, tövbe etmeyi reddedenleri Tanrı yargılayacak, çünkü “gerçeği sevmeye ve böylece kurtulmaya yanaşmayanlar ….Gerçeğe inanmayanların ve kötülükten hoşlananların hepsi yargılanacak.” (2. Selanikliler 2:10, 12) Rab Tanrı’nın Sözü’nde duyurulan budur. Tanrı iyi ve merhametlidir ve her kişi için bir kurtuluş yolu planlamıştır. Ama Tanrı aynı zamanda kutsal ve adildir ve O’nun doğru kurtuluş yolunu kabul etmeyen her kişiyi yargılayacaktır.

Dostlar, hiç kimsenin sizi aldatmasına izin vermeyin. Tanrı hiç bir zaman ayırımcılık yapmaz ve günahkarların mahvolmasından da hoşlanmaz. Tanrı yeryüzündeki her kişinin gerçeği bilmesini, ona inanmasını ve kurtulmasını ister. Tanrı, bu nedenle geçmişte, peygamberlerine O’nun Sözü’nü yazmaları için esin vermiştir. Öyle ki, Tanrı’nın ön gördüğü kurtuluş yolunu bilebilelim, onu kabul edebilelim ve kurtulabilelim. Tanrı2nın kurtuluş yolunu kabul eden herkes cennete gidecektir. Kurtuluş yolunu reddeden ya da onu önemsemeyen kişi mahvolacaktır! Tanrı, insanlar arasında ayırım yapmaz. Yazılı olduğu gibi: Tanrı “Bütün insanların kurtulmasını ister!  Ama tövbe etmezseniz, hepiniz mahvolacaksınız!” (1.Timoteos 2:4; Luka 13:3)

Bir sonraki programımızda, Tanrı isterse, günahkarları kurtarmak için dünyaya gelecek olan Kurtarıcı hakkında pek çok ön bildiride bulunan büyük bir peygamber hakkında bilgi edineceğiz. Bu büyüssk peygamber Yeşaya’dır; Yeşaya Mesih dünyaya gelmeden yedi yüz yıl önce yaşamış olan bir Tanrı peygamberidir.

Siz, Tanrı’nın sadakatsiz peygamberi Yunus’a öğretmek istediği şu iki dersi hatırlarken, Tanrı sizi bereketlesin:

(Bir) “Kurtuluş Rabden gelir!”  (Yunus 2:10) (İki) “Tanrı, insanlar arasında ayırım yapmaz!” (Elçilerin İşleri 10:34)