Mesih Karşiti

Daniel 11:2-15

Daniel’e bu taze açıklamalar verilmeden önce işiteceği şeylerin “gerçek” hakkında olduğuna dair garanti verilir. Öteki ulusların dönemleri sırasında Tanrının yersel halkının tarihi hakkında bilgi sahibi olmamız için insan spekülasyonları yerine tanrısal açıklamaların kesinliğine sahibiz.

Bu açıklamalar sırasında sahip olduklarımız şunlardır:—

  1. İlki, çağların sonuna yönlendiren olayların önceden bildirilmesidir (2-35  Ayetler):
  2. İkincisi, bir peygamberliktir ve bizi Yahudilerin inançtan dönen ulusunun ortasında inanç değiştiren biri olarak Mesih karşıtının egemenliğini önceden bildiren çağların sonuna götürür (36-39. Ayetler).
  3. Üçüncüsü, son günlerde Mesih karşıtının egemenliği sırasında Yahudilerin ülkesini işgal edecek olan Yahudilerin kuzeydeki düşmanıdır (40-45 Ayetler).

(a) İsrail ülkesi ile bağlantılı olarak zamanın sonuna götüren olayların peygamberlik ile ilgili tarihi.

Melek Daniel’in önünde öteki ulusların Tanrının ülkesi ile bağlantılı olarak kısa bir taslağını sunar. Ve ortaya şu çıkar: eğer Tanrı öteki ulusların dünyasındaki olayları kaydederse, bu olaylar Tanrının halkı ve “güzel ülke” ile ilgili olaylardır (16. Ayet).

Ayet 2 — Bu açıklamalar sırasında dünyanın ilk büyük imparatorluğu düşmüştür. İkinci imparatorluk ya da Pers İmparatorluğu dünyanın yönetimini eline geçirmektedir. Daniel’e önce bir kaç sözcük aracılığı ile Pers İmparatorluğunun sonunun nasıl geleceği söylenir. Pers ülkesinde dört kral yükselecektir ve dördüncü kral diğerlerinden çok daha büyük olacaktır. Ezra 4. Bölümden ilk üç kralın adlarının Ahaşveroş, Artahşasta ve Darius olduklarını öğreniriz (Ezra 4:5-7,23,24). Dördüncü kral tarihten tanıdığımız Persleri Grek kralına karşı yönlendiren ünlü Xerxes’tir.

Ayet 3 — Melek sonra Daniel’e büyük bir egemenliğe sahip olacak güçlü bir kralın ortaya çıkacağını ve büyük yetki ile krallık edip dilediği gibi davranacağını bildirir. Tarih bu noktada bize yine bu kralın Xerxes’i yenilgiye uğratan, Pers İmparatorluğunu yer ile bir eden ve üçüncü dünya imparatorluğu olan Grek İmparatorluğunu kuracak olan büyük İskender olduğunu söyler.

Ayet 4 — Sonra, daha önceki görümlerde tanımlanmış olduğu gibi, Büyük İskender’in krallığı kendi soyuna geçmeyecek olan ve yabancılar tarafından yönetilecek olan dört ayrı krallığa ayrılacağını öğreniriz. Tüm bu bildiklerimiz Büyük İskender’in krallığı generallerinin dördü arasında bölündüğü zaman, yerine gelmiş oldu.

Ayetler 5 ve 6 — Bu krallıklardan bir tanesi İsrail ülkesinin kuzeyinde ve diğeri ise güneyinde kurulacaktır. Bu bilgiyi izleyen peygamberlik, bu krallıkların başında olan kişilerin güneydeki krala ya da Mısır’a, ve kuzeydeki krala ya da Suriye’ye işaret ettiği aşikardır. Peygamberlik açısından bu ünvanlar her zaman aynı kişiye işaret etmezler, ama aynı kuşaktan gelen kralları belirtmek için resmi ünvanlar olarak kullanılırlar. Bunu izleyen açıklamalar özellikle Tanrının yersel halkı ve Tanrının ülkesi ile temas kurdukları zaman Büyük İskender’in İmparatorluğunun bu iki eylemi ile yakından ilgilidirler.

Daniel’e, Büyük İskender’in yönetimi altındaki ünlü bir önder olan Batlamyalılar’dan gelen güney kralının güçlü olacağı, ama yine de ondan daha güçlü birinin ortaya çıkacağı hakkında bilgi verilir. Burada sözü edilen hiç kuşkusuz kuzeyin ilk kralıdır. İnanç ile ilgilenmeyen dünya tarihi, bu iki güç arasındaki çatışmadan büyük ayrıntılar vererek söz eder. Bu savaşların sonucu olarak İsrail ülkesini birinin ya da diğerinin ele geçireceğine dair Tanrı önemli gerçekler bildirir.

Çatışmanın üzerinden yıllar geçtikten sonra bu iki güç antlaşma yaparak bir araya gelmek isteyeceklerdir. Güney kralı yapılan anlaşmayı onaylamak için kızını kuzey kralına eş olarak verecektir. Ama her şeye rağmen bu evlilik yine de çatışmayı sona erdirmek konusunda başarısız olacaktır. Güney kralının kızı, kuzey kralına eş olarak gitse de kız gücünü koruyamayacaktır. Kız ile babası ve onlara eşlik edenler ve onu destekleyen de düşmanlarının “eline” verileceklerdir. Tarih, bize hepsinin öldürüldüklerini bildirir.

Ayetler 7-9 — Öldürülen kraliçenin erkek kardeşi güney kralı konumunda kuzey kralına saldırıp, öldürülen kız kardeşinin intikamını alacak ve kuzey krallığı ile savaşıp onları yenecektir. Onların ilahlarını, dökme putlarını, değerli altın ve gümüş kaplarını alıp pek çok tutsak ve sözü edilen ganimet ile birlikte kendi ülkesi olan Mısır’a götürecektir.

Ayetler 10-12 — Kısa bir süre sonra kuzey kralının oğulları uğradıkları yenilginin intikamını almak isteyeceklerdir. Ve güney kralına saldırmak için çok büyük bir ordu toplayacaklar ve kutsal ülkeden geçerek saldıracaklardır. Güney kralı ise öfke ile çıkacak ve kuzey kralına saldıracak ve onun ordularını yok etmek isteyecektir. Ancak her şeye rağmen yine de, onun baskın çıkan zaferi, güvenliğe kavuşmasını ya da bu çatışmalara son vermesini sağlamayacaktır.

Ayetler 13 ve 14 — Kuzey kralı tekrar bu kez öncekinden daha da büyük bir ordu toplayarak bir kaç yıl sonra güney kralının ülkesine doğru ilerleyecektir. Ayrıca, onun güney kralına yaptığı bu saldırıda başka pek çok kişi tarafından desteklenecektir. Öte yandan, Daniel’e kendi halkı arasındaki isyancıların – burada “vahşi” olarak adlandırılan Yahudiler – güney kralına karşı kurulan bu ittifaka katılarak kendilerini yüceltmek isteyecekleri söylenir.

Ayetler 15 ve 16 — Bu çatışma nedeni ile kuzey kralı İsrail ülkesindeki surlu kentleri alacak ve görkemli güzel ülkeyi kendi egemenliği altına sokacaktır. Güney kralının güçleri görkemli ülkenin fethedilmesini durdurmak konusunda başarılı olamayacaklardır.

Ayet 17 — Ülkeyi ele geçiren kuzey kralı, krallığının sahip olduğu tüm güç ile güney kralının ülkesine girmeye hazırlanacaktır. Ama görüleceği gibi yine de fikrini değiştirecek ve ülkesini yer ile bir etmek için kızını ona verecek, ama tasarısı başarılı olamayacak ve ona yarar sağlamayacaktır. Kuzey kralının kızı babasının kocasına karşı olan eylemlerini reddedecektir.

Ayetler 18 ve 19 — Kuzey kralı bu evlilik sayesinde Mısır’daki sınırlarının garanti altına alınacağına güvendiği için Grek adalarına saldıracaktır. Bir süre için zafer kazanacak, ama batıdan, onu nihai yenilgiye uğratacak olan bir komutan ortaya çıkacak ve kendi ülkesine ezilmiş ve kırılmış bir önder olarak dönmesine neden olacaktır.

Ayet 20 — Kuzey kralı, uğradığı yenilginin bir sonucu olarak (tarihten de bildiğimiz gibi) Romalılara vergi ödemek zorunda kalacaktır. Bu yüzden onun yerine geçecek olan kişi, “zorla vergi toplayan” kişi olarak tanınacaktır.

Ayetler 21 - 24 — Kuzey kralının yerine geçen bu kralın tahtı değersiz biri tarafından ele geçirilecektir; kurduğu düzenler sayesinde tahta çıkan bu kral, tarihte Antakyalı Efifanes olarak bilinir. Bu kral tahtın gerçek mirasçısı değildir, ama hile ile karşı çıkarak kurduğu düzenler sayesinde krallığı savaşmadan ele geçirecektir. Tanrının ülkesine egemen olacak, tüm direnişi yok edecek ve burada antlaşma önderi olarak ifade edilen Tanrı halkının önderini yok edecektir. Az sayıda insan ile gittikçe güçlenecektir ve sonra beklenmedik bir anda ilin zengin bölgelerine saldırıp adamlarına yağma ve çapul malı, servetler dağıtacaktır. Babalarının, atalarının yapmadığı bir şeyi yaparak halkını putperestliğe zorlayacaktır.

Ayetler 25 - 28 — Güzel ülkeyi ele geçirdikten sonra, güney kralına saldıracak ve büyük ve çok güçlü bir ordu ile savaşan güney kralının üzerine yürüyecektir. Ama güney kralı her şeye rağmen, kurulan düzenler yüzünden kuzey kralına karşı duramayacak ve yenilgiye uğrayacaktır. Bu iki kral, aynı sofraya oturarak karşılaşacak ve birbirlerini kandırmaya çalışacaklardır. Kuzey kralı ülkesine büyük ganimet ile dönecek ve yüreğinde şu karar olacaktır: güney kralı ya da Tanrının halkı ile yapmış olduğu hiç bir anlaşmaya uymayacaktır.

Ayetler 29 - 35 — Sonunda kuzey kralı, güney kralına tekrar saldıracaktır. Bu saldırısına batıdan gelen bir güç karşı koyacaktır. Ona karşı koymak için Kittim’den gelen gemiler -Roma İmparatorluğunun bir donanması - cesaretini kıracaktır. Bu yeni düşman tarafından tüm planları engellendiği için çok öfkelenecek, ama güneyden geri dönmek zorunda kalacaktır. Bu öfkesi nedeni le kızgınlığını Yahudilerden çıkarmak için kutsal antlaşmaya karşı çıkacaktır. 30. Ayetin ortasından 35. Ayetin sonuna kadar bize bu kötü adamın Yahudiler ve onların ülkeleri ile ilgili pek çok ayrıntı verilmiştir. Bu tarihi olayların yönü bu olaylardan kaynaklanır; Tanrı’ya ve O’nun halkına olan insan düşmanlığı bu olaylar aracılığı ile ortaya çıkar – Son günlerde Yahudilerin en yüksek noktaya varan dehşet içine düşmelerinin nedeni bu düşmanlıktan kaynaklanır.

Bu kötü kralın egemenlik günlerinde, daha sonraki günlerde olduğu gibi, Yahudiler arasında inançtan dönenler – “kutsal antlaşmayı terk edenler” - olacak. Kötü kral “dikkatini bu kişilere yöneltecek” ve “ onları kayıracaktır. Kuzey kralı antlaşmayı bozanları yaltaklanarak ayartacaktır. Tapınak ile kaleyi kirletmek, günlük sunuları kaldırıp yıkıcı iğrenç şeyi koymak için kendisini destekleyen güç bularak bir süre için kötü eylemlerinde başarılı olacaktır.

Her şeye rağmen, bu kötü ve korkunç zaman sırasında Yahudiler arasında “Tanrılarını tanıyan kişiler” olacaktır. Bu bilge kişiler güçlü olacaklar ve Tanrılarından yana durarak birçoklarını Tanrının yolları ve düşüncesi hakkında eğiteceklerdir. Bunun sonucu olarak, bu kişiler uzun bir süre ya kılıç ile öldürülecek, yakılacak, tutsak kılınacak ya da mallarından edileceklerdir. Yine de her şeye rağmen, yenilgiye uğradıkları zaman biraz yardım göreceklerdir. İçtenlikten uzak bir çok kişi onlardan yana geçecektir. Onları denemek için Tanrı tarafından her şeye izin verilecek ve bilgelerden kimisi tökezleyecektir; öyle ki, son gelinceye dek arınıp temizlenebilsinler ve lekesiz duruma gelebilsinler. Çünkü son yine de belirlenen zamanda gelecek.

Bu peygamberlikte önceden bildirilen ve durumu yönlendiren olaylar öylesine kesin bir ifade ile bildirilmişlerdir ki, dünyasal tarihe bakıldığı zaman, bu olayların tam olarak yerine geldiklerini ve hatta farklı kişilere verilen isimleri ve onların zaferlerinin ve yenilgilerinin tarih ve yerlerini görmek çok kolaydır. Ayrıca 25-30 ayetlerinde yazılı olan ve kötü Efifanes’in eylemlerini tanımlayan bu peygamberlikteki nihai olaylar daha fazla ayrıntı ile verilirler; bu ayetler zaten daha önceden yerine gelmiş olan yalnızca Tanrının halkı ile bağlantılı olan şimdiki tarihi temsil etmek ile kalmazlar, ama aynı zamanda gelecekteki büyük sıkıntı gününde Yahudi ulusunun yaşayacağı daha büyük üzüntüleri çok kesin bir şekilde belirtirler.

(b) Mesih Karşıtı (36-39 Ayetler).

35. ayetin sonuna kadar Daniel’in gününde henüz gelecekte olmalarına rağmen, daha önce meydana gelmiş olan peygamberlikler ile ilgili ön bildirileri okuruz.36. ayetten itibaren melek, gerçekleşmeleri gelecekte yer alan olaylardan söz eder. Bu durum, meleğin şu sözleri ile aydınlığa kavuşur: bu olaylar Tanrının öfkesi tamamlanıncaya kadar sürecektir (ayet 36). Ve sonra yine zamanın sonuna işaret eden referansı okuruz (ayet 40). Melek “son gelince” ifadesini daha önce kullanmıştır; amacı sadık kalan kişilerin uğrayacakları zulümlerin son bulacağını bildirmektir (ayet 35); şimdi 40. Ayette, son geldikten sonra hemen ortaya çıkacak olan olayları tanımlamak için “son gelince” ifadesini tekrar kullanır. Ayrıca, dikkatimizi çekmesi gereken önemli bir nokta daha vardır: 36. Ayette melek bildirdiği peygamberliğe, “kralın” tanımını yapar iken, tamamen yeni bir kişilik ekler. 40. Ayetten hem güney hem de kuzey kralının bu yeni ortaya çıkan kişiye karşı geleceklerini öğreniriz. Meleğin artık Mısır ya da Asur kralı hakkında konuşmadığı aşikardır, sözünü ettiği kişi, ülkede egemenlik süren bir kraldır.

Melek tarafından özellikleri belirtilen bu adam, Yeni antlaşmada ortaya çıkan (2. Selanikliler 2) yasa tanımaz adam ya da Mesih karşıtının özellikleri ile öylesine büyük benzerlikler göstermektedir ki, bu durumdan çıkartılabilecek tek sonuç, her iki bölümün de aynı kişiye işaret ettiğidir. Tek farklılık şudur: Daniel kitabında Mesih karşıtı Yahudilerin inançtan dönmeleri ile bağlantılı olarak sunulur; oysa Selaniklilere yazılan İkinci Mektupta bu yasa tanımaz adam Hıristiyanlığın inançtan dönmesinin bir sonucu olarak ifade edilir. Peygamberliğin bu nihai kısmına böylesine derin bir özellik kazandıran, bu korkunç adamın peygamberliğe özgü bir şekilde resmedilmesidir.

  1. Onun öncelikle, “dilediği gibi davranacağını” okuyoruz. Kendi isteğinden başka hiç bir istek tanımayarak Tanrıdan tamamen bağımsız bir şekilde hareket edecektir.
  2. İkinci olarak, kendisini tüm tanrılardan daha büyük ve daha yüce gösterecektir. Bu iki davranış insanın düşüşüne neden olmuştur. Adem kendisini Tanrı gibi yüceltmek konusuna ilişkin ayartmaya yenik düşerek Tanrı’dan bağımsız olarak hareket etti. Mesih karşıtı da Adem soyunu mahveden tüm kötülüğün en yüksek noktasını sergileyen bu iki davranışta bulunacaktır.
  3. Üçüncü olarak, Mesih karşıtı yalnızca kendinin tüm tanrılardan daha üstün olduğunu söylemek ile kalmayacak, ama aynı zamanda tanrıların Tanrısına karşı küfür niteliğinde, hiç duyulmamış sözler söyleyecektir.
  4. Dördüncü olarak bu korkunç adamın kötülüğüne rağmen, kendisine “Tanrının öfkesi tamamlanıncaya dek” başarılı olması için izin verilecektir. Peygamber Yeşaya “öfke” ifadesinin Tanrının İsrail ulusuna yöneten yargı ile davranacağı zamana işaret etmek için kullanıldığını açıkça belirtir (bakınız Yeşaya 5-10 ve Yeşaya 14).
  5. Beşinci olarak, bu kralın “hiç bir tanrıya, atalarının ilahlarına da kadınların bağlandığına da ilgi göstermeyeceğini ve kendisini hepsinden üstün göreceğini” öğreniriz. Buna göre, bu kralın inancından dönen bir Yahudi olduğu anlaşılır; yalnızca Yehova’yı değil, ama Yahudi kadınların arzusu olan Mesih’in doğumunu da reddetmektedir.
  6. Altıncı olarak, kendisini tüm tanrıların üstünde yücelttikten ve Tanrı yerine koyduktan sonra, insanları yeni bir tanrıya, “kaleler ilahına” inanmaları için zorlayacaktır. Bu yabancı ilahı kabul edenleri alabildiğine onurlandıracaktır.
  7. Yedinci olarak ise, bu yeni kaleler ilahın gücü ile tüm İsrail ülkesini organize edecektir; isteklerini yerine getiren kişiler arasında ülkeyi ödül olarak bölüştürecektir.

Yahudiler ve ülkeleri ile bağlantılı olarak gelecek olan Mesih karşıtının özellikleri işte bunlardır. Her zaman Tanrının isteğini yapan, Kendisini asla yüceltmeyen ve yalnızca Babanın onurlandırılmasını ve insanın bereketini isteyen Mesih’te görülen tüm bereketlere tam bir karşıtlık içinde olacaktır.

Böylece, kısa bir kaç sözcük ile açıklayacak olur isek, kendisi inançtan dönmüş bir ulus üzerinde egemenlik süren ve inançtan dönmüş bir Yahudi olan Mesih karşıtı işte böyle biridir. Bu bölümde onun, üstün gelecek olan yargısına ilişkin hiç bir bilgi öğrenmeyiz. Bu bilgi Vahiy kitabında verilir.

(c) Kuzey Kralı (40-45 Ayetler).

Ayetler 40 - 43 — Mesih karşıtının kimliği ile önümüze Tanrının ve Tanrı halkının büyük düşmanının, son günlerde Yahudi halkının arasından çıkacağına ilişkin bilgi getirilir. Bölümün son ayetleri, peygamberliğe özgü bir şekilde şunu bildirirler: aynı zamanda Yahudi ulusuna, kendi içinden çıkan bir düşman tarafından karşı çıkılacak.

“Son gelince”, Yahudiler Mesih karşıtının egemenliği altında, ülkelerine geri döndükleri zaman, hem güney kralı hem de kuzey kralı tarafından saldırıya uğrayacaklar. Yahudilerin en büyük ve en ciddi düşmanlarının kuzey kralı olacağı aşikardır, çünkü kuzey kralı her şeyi süpürüp götüren sel gibi taşarak ülkeden geçecektir. Bu zaferli kariyerine bir süre için devam edecektir, çünkü “pek çok ülke elinden kurtulmayacaktır”. Ancak Edom, Moav ve Ammon önderleri onun elinden kurtulacaklardır. Ama Mısır onun elinden kurtulamayacaktır.

Kutsal Yazılardan varacağımız sonuç şu olabilir: Yahudiler, Tanrı tarafından başlangıçtan beri sınırları çizilmiş olan ülkelerine yeniden yerleştirildikleri zaman, daha önce ülkelerini kuşatan bu eski uluslar, yeniden ortaya çıkacaklardır. Tanrının bu üç ülke üzerine göndereceği yargının İsrail tarafından yerine getirileceğini Yeşaya kitabından biliyoruz (Yeşaya 11:14). Bu yüzden kuzey kralının onlara dokunmasına izin verilmeyecek olması mümkündür. Her şeye rağmen yine de, kuzey kralı Mısır’ı eline geçirecek ve onun tüm değerli eşyalarına el koyacaktır. Öyle görünüyor ki, Libyalılar ve Etiyopyalılar onun kumandasında olacaklardır.

Ayetler 44 ve 45 — Kuzey kralı başarılarının orta yerinde, doğudan ve kuzeyden gelen düşmanların yaklaşmakta oldukları haberini alacak ve onu geri dönmeye zorlayacak olan bu yeni düşmanları yıkıp yok etmek için “büyük bir öfke” ile yola çıkacaktır. Deniz ile güzel kutsal dağ arasında saray çadırlarını kuracaktır.

Bu bölümde onun kariyerini sona erdiren koşullar ile ilgili herhangi bir detay verilmemiştir. Bize söylenen yalnızca yaşamın son bulacağı ve ona yardım edecek hiç kimsenin var olmayacağıdır; bu ifade Tanrının herhangi bir insan gücünü araç olarak kullanmadan bu düşman ile doğrudan Kendisinin ilgileneceğini ima eder gibidir (Hezekiel 39:1-7).

36-45 ayetlerinde yer alan farklı ifadeler ile bağlantılı olarak zamanın sonunda, İsa’yı Mesihleri olarak reddederek kendi ülkelerinde imansızlık içinde bir araya getirildikleri zaman, Yahudiler ile ilgili canlı bir resim görürüz. Yahudiler tapınaklarını yeniden bina etmiş olacaklar ve sunularını takdim edeceklerdir. Kralları Mesih’i reddettikleri için Rabbin söylemiş olduğu kendi sözleri uyarınca “kendi adına gelen kişiyi kabul edeceklerdir” (Yuhanna 5:43). Yahudiler böylece Mesih karşıtını kralları olarak kabul edeceklerdir. Suriye, ülkenin kuzeyinde, güçlü bir kralın yönetimi altında yeniden bina edilecektir. Ülkenin güneyinde ise Mısır, kendi kralının idaresi altında “altın ve gümüş hazinelerine” sahip olarak zenginleşecektir. Etiyopya ve Libya farklı iki ulus olarak var olacaklardır. Ülkenin doğu tarafında Edom, Moav ve Ammon yeniden kurulacaklardır. Yahudiler, bu koşullar içinde Mesih karşıtının yönetimini kabul etmiş olarak, inançlarından dönüş yapacaklar ve ülkeleri kuzeydeki düşmanlarına yem olacaktır.